Kadına yönelik şiddet araştırmaları (2) - Arslan Özdemir (Özgür Gündem)

Gelişmemiş ya da gelişmekte olan toplumlardaki eril anlayışın doğurduğu en temel sonuçlardan biri, kadına yönelik şiddettir. Daha önceki yazılarımda da belirtiğim gibi, şiddet çok yönlüdür. Fiziksel şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddet, duygusal şiddet...

Toplumumuzda bütün bu şiddetin yoğunca yaşanması, ister istemez dikkatleri bu yöne çekmektedir. Bu konuda birçok alan araştırması yapılmakta, sempozyum, panel, çalıştaylar düzenlenmektedir.

Şiddet, toplumdaki herkes için bir risk faktörü taşıdığ halde, özellikle kadına yönelik şiddet daha çok ön plana çıkabilmektedir.

Anaerkil (Matriyarkal) anlayışın egemen olduğu toplumlarda kadın homosantos (saygın, kutsal) olarak değerlendirirken, ataerkil (Patriyarkal) anlayışla birlikte homosacer (Hiçbir hakkı, hukuku, güvencesi olmayan, kutsal, katli vacip insan) olmuştur. Ne yazık ki 21.yy'da toplumumuzda kadın, homosacer olarak algılanmaktadır. Bu nedenle her gün kadına yönelik bir şiddet olagelmiştir. Bunun sonucunda da toplumda birçok istenmeyen sonuç (kadın intiharları, töre cinayetleri vb.) ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı "şiddet" olgusunu konu edinen birçok çalışma yapılmaktadır. Birçok çalışma yapıldığı halde, şiddet olgusunu anlatacak bir sonuca maalesef ulaşılmamaktadır.

Son dönemlerde dikkate değer çalışmalardan biri, KESK-AR'ın yapmış olduğu "kadına yönelik şiddet araştırması"dır. Bu araştırma 15 ilde yapılmış ve örneklemi 972 emekçi kadınladır. Bu araştırmadan şiddet olgusunu ortaya çıkartmak için birçok soru sorulmuştur. Kadınların şiddete maruz kalıp-kalmadıkları, şiddetle baş etme yolları, şiddete maruz kalan kadınların kullandıkları dayanışma ağlarını ortaya çıkaracak nitelikte sorular sorulmuş.

Kamu emekçisi kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmada ilginç sorular ortaya çıkmıştır. "İşyerinde hangi davranışlarla karşılaşıyorsunuz?" sorusuna verilen yanıtta kadınların yüzde 11'i işyerinde aşağılayıcı davranış ve tavırlarla karşılaştığını belirtmiş, yüzde 24'ü amirlerinin kendilerine bağırdığını, yüzde 22'si de işyerinde kendilerine saygı gösterilmediğini ifade etmiştir. Rakamlar yüzde 10-20'lerde ifade edilince sonuç sanki çok önemli değilmiş gibi algılanabilir. Oysa bu rakamlar dünya ortalamalarının çok çok üzerinde rakamlardır. Gelişmiş toplumlarda sonuçlar yüzde 3-4'lerle ifade edilmektedir.

"Sokakta hangi durumlarla karşılaşıyorsunuz? sorusuna emekçi kadınların verdiği yanıtlara göre; yüzde 25'i sokakta fikizsel taciz ve şiddete maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir. Yüzde 22'si aşağılayıcı, küçümseyici davranış ve tavırlarla karşılaştığını belirtmiştir. Demokratik, çağdaş olduğunu ifade eden bir toplumda kadınlar sokakta bu oranda taciz, şiddet, aşağılayıcı ve küçümseyici davranışlara maruz kalmazlar.

Diğer bir soru ise, "kamusal gücün, devletin, kolluk kuvvetlerinin herhangi bir olumsuz davranışına maruz kaldınız mı? sorusudur. Bu soruya yanıt veren emekçi kadınların yüzde 16'sı kolluk kuvvetlerinin kendilerine bağırdığını, azarladığını, yüzde 19'u ise kolluk kuvvetlerinin aşağılayıcı, küçümseyici tavırlarıyla karşılaştığını belirtmiştir. Kadınları şiddetten koruması gereken, toplumda şiddeti önleyici tedbirleri alması gereken (ki olması gereken böyledir) kolluk kuvetleri, bu oranlarda kadına şiddet uygulayınca, toplumda bir şekilde "şiddet" mübah hale geliyor. Emekçi kadınların yüzde 15'i kolluk kuvvetlerinin politik görüşleriyle alay ettiğini belirtmiştir. Unutulmamalıdır ki bu durum bir "duygusal şiddet"tir. Oysa demokratik olduğunu belirten bir toplumdan hiç kimse başka bir kimsenin politik görüşüyle (benimser veya benimsemez) alay etmez.

Şiddetin bunca yoğun yaşandığı toplumlarda tek başına araştırma yapmak yeterli değildir. Önemli olan araştırmaların sonuçlarını iyi okuyup buna göre toplumsal bilinçlendirme çalışmaları yapmaktır. İnanıyorum ki KESK-AR bu anlamda toplumsal görevini yerine getirmeye çalışmaktır. Bütün bu çalışmalar birlikte yürütüldüğünde görülecektir ki kadının toplumdaki yeri homosacer'den, homosantos'a dönüşecektir.

Dr. Arslan ÖZDEMİR / *Diyarbakır Tipi Cezaevi

0 yorum ---- Kadına yönelik şiddet araştırmaları (2) - Arslan Özdemir (Özgür Gündem)

Etkinliklere katılmak için aşağıdaki boş kutuya varsa görüşünüzle birlikte Ad-Soyad ve Mesleğinizi belirtmeniz yeterlidir.

  Şemsiye! Şemsiye!

8 Mart Yaklaşıyor!

2011 Kadınlara Sosyal Güvence Copyleft