Elbette Sokak Özgürleştirecek- Dilşat Aktaş


Kadınların özerkliğinin tamamına yönelik gerçekleşen saldırılar, kadına yönelik şiddet olayları, baskı- dışlama siyasetinin gündelik yaşam içerisindeki erkek egemen, cinsiyetçi tezahürleridir. Kendi hayatı hakkında karar alma iradesi gösteren, sokağa çıkarak hakları için direnen her kadın, AKP iktidarı için birer tehdittir.
Ortada apaçık bir çatışma vardır. Ancak, söz konusu çatışma, yalnızca bir grup kadınla siyasal iktidar arasında değil; “özgürlük ve tahakküm” arasında yaşanan bir çatışmadır. Bedelini bedenlerimizle ödediğimiz, gururumuzun, özgüvenimizin, cesaretimizin teslim alınmaya çalışıldığı, insanca yaşama arzumuza yapılmış sistematik bir saldırıdır.
İtiraf ediyorlar;
Geçtiğimiz üç ay içerisinde yayımlanan Dünya Ekonomik Forumu, Dünya Nüfusunun Durumu (UNEPA raporu) ve İnsanı Gelişim Endeksi raporlarında öne çıkan verilerden biri de kadın erkek eşitsizliğinin derinleştiği, hiçbir ülkede kadın erkek eşitsizliğinin tam olarak sağlanamadığı. Kapitalist sistemin kadınların yaşamlarında köklü ve kalıcı pozitif dönüşümler yaratmadığı egemenler tarafından itiraf ediliyor. Bu durum, sistem için birer tehdide dönüşen kadınların, sistemin sınırlarını zorlayacak her doğrudan eylemini zorunlu ve meşru kılıyor.
İçinde yaşadığımız sistem, bizlere var olma nedenimizi sorgulatıyor ve her geçen gün kendimizi biraz daha ötekileşmiş, değersizleşmiş hissediyorsak, umut ettiğimiz dünya için en temel dayanağımıza; mücadelenin itaat dışılığına kapımızı sonuna kadar açmanın zamanı gelmiştir. İsyanımızı, öfkemizi politikleştireceğimiz zengin- sınırsız bir mücadele birikimine sahibiz. Kadın özgürlük mücadelesinin yenilenmesi için, özgürleştirici pratiklerin ısrarla ve defalarca sokakta sınanması gerekiyor. Tahrir Meydanı’ndan, Şili’ye, Gerze’den Dikmen Vadisi’ne, Barış Anneleri’nden taşeron kadın işçilere varana kadar kadınların, birer politik özne olarak sürükleyiciliğini üstlendiği her mücadele, kendi özgün eylemlerini beraberinde getiriyor.
25 Kasım’a kadar rahat uyumayın!
31 Mayıs günü AKP’yi ve Hopa’da yaşananları protesto eden eyleme “kadın” olarak katılmam, Tayyip Erdoğan’ı rahatsız etti. Eylem sırasında sesimi duyurmak için panzere çıkmam, AKP’nin polisini de rahatsız etti. Şimdi sırada yargı var. Başbakana açtığım hakaret davası takipsizlikle sonuçlandı. Polislere açtığım suç duyurusuna hala yanıt gelmedi. İddianamede polisin gerçekleştirdiği şiddete ilişkin bir tane bile veri yok. Rahat olmayın ey hakimler, savcılar! 25 Kasım’a kadar rahat uyumayın! Azıcık vicdan kaldıysa içinizde benim, N.Ç.nin, Demet’in, Eda’nın maruz kaldığı şiddetten rahatsız olun. Kadınları değil, kadın düşmanlarını susturun artık.
25 Kasım bütün kadınlar için, kendi hayatlarındaki görünmez direnişleri sistemin karşısında gözle görünür bir güce dönüştüren yeni bir mücadelenin başlangıcı olsun. Elbette sokaklarında şarkı söyleyecek, elbette özgürce yürüyeceğimiz…

0 yorum ---- Elbette Sokak Özgürleştirecek- Dilşat Aktaş

Etkinliklere katılmak için aşağıdaki boş kutuya varsa görüşünüzle birlikte Ad-Soyad ve Mesleğinizi belirtmeniz yeterlidir.

  Şemsiye! Şemsiye!

8 Mart Yaklaşıyor!

2011 Kadınlara Sosyal Güvence Copyleft