Halkevleri Kasım ayı kadına yönelik şiddet raporu

HALKEVLERİ - KASIM 2011 KADINA YÖNELİK ŞİDDET RAPORU

ÖNSÖZ

İlkini Ekim 2011’de hazırladığımız “Kadına Yönelik Şiddet” raporunun ikincisini yayımlıyoruz. İnternet ortamında yaptığımız sınırlı ve amatör taramalardan elde ettiğimiz veriler doğrultusunda hazırlanan Kasım 2011 raporu da ilki gibi kadınlar açısından karanlık bir tabloya işaret ediyor. Kasım ayında da çok sayıda kadın sadece boşanmak istedikleri için, kocaları aldatıldıklarını düşündükleri için yaralandı ve öldürüldü; çok sayıda kadın, kendi istekleri ve rızaları dışında cinsel ilişkiye zorlandı, tecavüze uğradı. Kasım ayında da önceki aylarda olduğu gibi birçok mahkeme heyeti, kadına yönelik şiddet davalarında “iyi hal” indirimi uyguladı. Ancak kuşkusuz Kasım ayının en önemli kadın düşmanlığı vakası, N.Ç. davasında Yargıtay Başsavcılığı tarafından onaylanan “iyi hal” indirimli yargı kararıdır. Yargıtay, bu kararıyla toplumun ve yargının kadın düşmanlığına rıza gösterdiğini kanıtlamıştır.

Nitekim AKP hükümetinin yeni “halkla ilişkiler” ve “tepki içerme” uzmanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bir eliyle kadınlarla ilgili uluslararası sözleşmelere imza atar, diğer eliyle “ordu, cami, okul” gibi erkek egemenliğinin üç temel kurumunu kadına yönelik şiddet sorununu çözme bahanesiyle daha da güçlendirirken, ülkemizdeki kadınlar için hayat, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’in istediği gibi, “kendi dairesinde cereyan” etmektedir. “'İnancımız, örf ve adetlerimiz, geleneklerimiz bizi evli olma zorunda bırakıyor. Bir takım basın yayın organları genç nesillerin kafalarını bulandırıyor” diyen Arınç da tıpkı Yargıtay gibi, sadece boşandıkları için öldürülen kadınların katline kendi dilince rıza vermektedir. Siyaset sahnesini bu traji-komik seyirlik işgal ederken, milyonlarca kadın esnek, güvencesiz, kayıt dışı yaşam koşullarında şiddet döngüsünün içine hapsedilmektedir. Dahası, neo-liberal Sağlıkta Dönüşüm Programı uyarınca teşkilat yasasını yeniden düzenleyen Sağlık Bakanlığı, Kasım ayında aile planlaması ve doğum kontrolünü zorunlu görevleri arasından çıkartarak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “3 çocuk doğurun” sözlerini resmi politikası haline getirmiştir.
Kasım 2011 raporu, elbette, sayılara dökülemeyen, internete ve medyaya düşmeyen birçok kadın düşmanlığı vakasını içermemiştir. Rapor çalışması her türlü katkıya ve katılıma açıktır.

2011 Kadına Yönelik Şiddet Raporu’nu, şiddetin ve kadın düşmanlığının son bulduğu bir ülke umudu ve dayanışma duygularımızla, yaşadıkları acılar Kasım ayında ne yazık ki daha da artan Vanlı kadınlara ve çocuklara adıyoruz.

CİNAYET
* Konya’nın Selçuklu ilçesinde yaşayan Atiye Yazıcıoğlu, eşyalarını almak için gittiği eski evinde kısa süre önce ayrıldığı eski kocası Mustafa Yazıcıoğlu tarafından pompalı tüfekle öldürüldü.
Kahramanmaraş’ta iki kızı ile birlikte yaşayan Kifayet Alan, dayısının oğlu tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Katil cinayeti “namus” nedeniyle işlediğini söyledi.
* İstanbul Çekmeköy’de özel bir firmada çalışan Tülay Erdivan Çaylak (31) eşi Engin Çaylak tarafından av tüfeğiyle öldürüldü. Engin Çaylak “Beni aldattığını düşündüğüm için öldürdüm” dedi.
* Kansere yakalanan eşi beş yıl önce ölen ve iki çocuğuna bakmak için barlarda şarkı söyleyen Halime Ceviz, ayrıldığı eski sevgilisi Eyüp Aşkın tarafından önce hastanelik edinceye kadar dövüldü. Tutuklanan Aşkın tahliye olduktan sonra bulduğu Halime Ceviz’i çocuğunun gözü önünde bıçaklayarak öldürdü. Ceviz’in annesi Şaha İkiler, “Kızım ondan kurtulmak için savcılığa dilekçe vermişti” dedi.
* Balıkesir’in Edremit ilçesinde Seher Ç. boşanma davası süren eşi Mustafa Ç. tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. Olayın ardından Mustafa Ç. intihar etti.
Van depreminden iki hafta önce görücü usulüyle evlendirilen Sevda Kaya evinde kurşunlanarak öldürüldü. 5,6’lık depremde kullanılamaz hale gelen Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Ankara’ya sevk edilen Kaya kurtarılamazken, depremde her şeylerini kaybeden ve 14 kişi aynı çadırda kalan ailesi arabalarını satıp avukat tuttuklarını söyledi.
* Denizli’de, Pınarkent Beldesi’nde yaşayan tekstil işçisi Suna Karabulut (33), bakkala gitmek üzere evden çıktığında, işsiz eşi Ercihan Karabulut (35) tarafından tokatlandı. Eşinin yanından kaçarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan Suna Karabulut yoldan geçen minibüsün çarpması nedeniyle öldü.
* Altı ay önce boşanma davası açtığı eşi Mehmet Köseoğlu tarafından “Çocuğumuzu sana göstereceğim” diyerek bir yakınının evine götürülen Ezgi Köseoğlu, kocası tarafından vurularak öldürüldü. Köseoğlu savunmasında 'Kendisini ıssız bir yere götürüp diz kapaklarından vuracaktım. Yatalak olmasını sağlayıp, ona hep kendim bakacaktım" dedi.
Ordu’da lise öğrencisi Melike İnce ölü bulundu.
* Antalya’da, Adile Kırıkkale (57) imam nikâhlı kocası Halil Kavlak (56) tarafından vurularak öldürüldü. Kavlak, Adile Kırıkkale’yi “başkasıyla ilişkisi olduğunu anlattığı için” öldürdüğünü söyledi.
* Diyarbakır’ın Merkez mahallesindeki deprem konutlarında oturan, işsiz ve uyuşturucu bağımlısı Tahir Çalık, karısı Ayşe Çalık ve çocuklarını bıçakladı. Ayşe Çalık yaralandı, ancak saldırıya uğrayan üç çocuk öldü.
Ankara Altındağ’da polis memuru Veli Akpan, ayrı yaşadığı karısı Yasemin Akpan’ı beylik tabancasıyla öldürdü, Yasemin Alpan’ın yanında kaldığı kayınvalidesi Hacer Ağlayan’ı yaraladı.
* Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, geçen yıl karısını kaybettikten sonra 6 ay önce Necla Kaplan’la (42) evlenen Necip Kaplan (59), ilk eşinin mezarından dönerken bir ay önce ayrıldığı yeni eşini yolda bir erkekle konuşurken gördüğü için karnından ve boğazından bıçaklayarak öldürdü.
* İzmir’in Beydağ ilçesine bağlı Çomaklar köyünde yaşayan çiftçi Rıza Duman, eşi Gülşen Duman ve 16 yaşındaki üvey kızı Damla Arkalı’yı yataklarında bıçaklayarak öldürdü. Rıza Duman'ın, üvey kızı Damla'yı bir köylüsü ile evlendirmek istediği ancak eşinin buna karşı çıktığı öğrenildi.

ŞİDDET – YARALAMA
* Muş Kadın Derneği (MUKADDER), yöredeki kadınların yüzde 70'inin şiddet gördüğünü, kadınlar arasında erken yaşta evliliğin çok yoğun, okuma- yazma oranının oldukça düşük olduğunu ve kadınların hakları konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını belirlediklerini bildirdi.
* Çorum İl Genel Meclisi Aile ve Engelliler Komisyonu Başkanı Yurdanur Özzehinli tarafından açıklanan bir raporda, Çorum genelinde sağlık kuruluşlarına başvuru yapan 70 bin 238 kadından 17 tanesinin şiddet mağduru olarak tespit edildiği bildirildi.
* Emniyet Genel Müdürlüğü kendi resmi kayıtlarına göre, Şubat 2010-Ağustos 2011 arasındaki 19 ayda 78 bin 488, yani her 10 dakikada 1 aile içi şiddet vakası yaşandığını açıkladı. Müdürlük ayrıca, polis birimlerinde tutulan aile içi şiddet kayıt formlarının dikkatli düzenlenmediğini, yaklaşık 79 bin vakadan sadece 7 bini hakkında kayıt formu düzenlendiğini itiraf etti.
* Samsun’da 36 yaşındaki Ender Ç. bir süre önce boşandığı 35 yaşındaki Semra Ulusoy'u sokakta iki çocuğunun ve çevredekilerin gözleri önünde falçatayla yüzünden yaraladı, * 6 ve 8 yaşlarındaki iki çocuğunu yanına alarak kaçtı.
İzmir’in Bornova ilçesinde, 40 yaşındaki Filiz Nebioğlu 20 yerinden ve boğazından bıçaklandıktan sonra çıplak halde boş bir arsaya atıldı. Yola kadar sürünerek gelen kadını fark eden sürücüler polise ve sağlık ekiplerine haber verdi.
* Küçükçekmece’de işyerine gitmek üzere sabah erken saatlerde evinden çıkan Ayfer Koçyiğit (42), küfür ederek üzerine koşan bir erkeğin saldırısına uğradı. Çenesi ve dişleri kırılan ve geçirdiği ameliyatın ardından iki gün hastanede yatan Koçyiğit’e 10 gün iş göremez raporu verildi. Olaydan sonra gözaltına alınan 47 yaşındaki şüpheli T.T. polis merkezindeki ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Şüphelinin kardeşinin Güngören Emniyeti’nde görevli bir polis olduğu öğrenildi.
* İzmir Karabağlar’da oturan Irmak Zorlu (26), annesinin evine giderken, geçen yıl boşandığı eski eşi E.K.’nın (40) saldırısına uğradı. Barışma teklifi reddedilen E.K. elindeki kesici aletle Zorlu’nun yanağını kesti. Zorlu, “Bana sürekli eziyet edip dövüyordu. Ölmek istemiyorum bir an önce yakalansın” dedi.
* Aydın’ın Çine İlçesi’nde evli olan kız kardeşi 31 yaşındaki B.G.’yi tanımadığı bir otomobile binerken gören 30 yaşındaki Cengiz K., otomobilin üstüne atladı. 2 otomobile ve 1 kamyona çarpan araç Çine Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nin ön camından içeri girerek durdu. Olayda Cengiz K., kız kardeşi B.G. ve otomobil sürücüsü T.Ü. yaralandı.
* Tokat’ta, 20 yıllık kocasından 45 gün önce boşanan 34 yaşındaki Nezaket Demir, küçük kızını görmek amacıyla eve gelen eski eşi Şerafet Demir (51) tarafından 6 yerinden bıçaklandı. Demir, bacaklarındaki yaralama nedeniyle işe gidemediğini belirterek, “Devletimizden koruma istiyorum. Ben mezara girdikten sonra devlet bana nasıl bakacak?” dedi.

TACİZ – TECAVÜZ
* Çanakkale’nin Biga ilçesinde, 5 aylık hamile olan 17 yaşındaki kadına tecavüz eden 4 lise öğrencisi cinsel istismar suçundan tutuklandı.
* İstanbul Beyoğlu'nda taksiye aldığı 30 yaşındaki Amerikalı C.C.'ye Eyüp'teki bir otoparkta tecavüz eden 41 yaşındaki D.F. hakkında dava açıldı.
* Çorlu'da T.Ş. tartıştığı kocasını şikâyet etmek üzere Cumhuriyet Polis Merkezi’ne gitti. T.Ş.’yi odasına çağıran polis memuru Gizlihan Barutçu, “Eşinden ayrıl, bekâr evim var, sana yardımcı olurum, bu gece bende kalabilirsin” diye tacizde bulundu. Barutçu, T.Ş’yi telefonla arayarak, mesaj göndererek birlikte olma ısrarlarına devam etti. Taciz içerikli konuşmaları cep telefonuna kaydeden T.Ş. suç duyurusunda bulundu.
* Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nde "Kadına yönelik şiddet" konulu seminerde konuşan üniversite öğrencisi H. K. kendisine tacizde bulunan bir kişiyi şikayet için gittiğinde polisin, "Boşuna uğraşma kızım. Şikâyet etsen de hiçbir şey yapmayacaklar, serbest bırakacaklar. Sadece mahkemelere gidip geldiğinle kalırsın, boş ver' dediğini ve verdiği ifadeyi işleme koymadıklarını anlattı.
* Selma B. yaklaşık bir aydır bulaşıkçı olarak çalıştığı lokantada işyeri sahibi Mustafa D. tarafından taciz edildi. Mustafa D. lokantada müşteri olmadığı sırada Selma B.’yi elle taciz etti. Selma B.’nin karşı çıkması üzerine tecavüz etmek istedi. Ancak Selma B. şüphelinin elinden kurtulup işyerinden çıkarak sokakta bağırmaya başladı. Mustafa D. tutuklandı.
* Tokat’ın Turhal ilçesinde 20 ve 18 yaşlarındaki iki kızına tecavüz eden ve para karşılığı erkeklere pazarlayan baba M. D. gözaltına alındı.
Amerika'dan İstanbul'a gelen R.M. adlı genç kadına tecavüz ettiği iddiasıyla 26 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan tezgahtar Halil Gök, "Benden oral seks yapmamı istedi. Tecavüz etmedim. Ben kendisine her türlü misafirperverliği gösterdim” diyerek kendisini savundu.
* Antalya’da S.D. (18), 2,5 yıl yanında çalıştığı amcasının oğlu avukat Hüseyin D.’nin, silahla tehdit ederek 16 yaşından beri kendisine tecavüz ettiğini beyan ederek şikâyetçi oldu. Soruşturma sürerken Hüseyin D.’yi gören S.D., evden aldığı bıçakla avukatı sol göğüs altından bıçakladı. Hüseyin D. hastaneye götürülürken S.D. gözaltına alındı.
* İstanbul Sarıyer Subay Gazinosu’nda askerliğini yapan R.Y (21), sevişme isteğini reddeden sevgilisi A.K’ye döverek tecavüz eti. R.Y. hakkında “nitelikli cinsel saldırı” suçundan dava açıldı.
* Antalya’nın Alanya İlçesi’nde sutyen giyerek gittiği okul önlerinde kız öğrencilerin fotoğrafını çeken ve giydiği çamaşırı göstererek taciz ettiği iddia edilen 41 yaşındaki Tevfik A., velilerin ihbarı üzerine jandarma tarafından yakalandı.
* Çorum'da yaşları 13 ile 15 olan iki kız kardeşe taciz ve şantajda bulundukları iddiasıyla gözaltına alınan 22 yaşındaki Fatih E.ve 26 yaşındaki Hakan Y. tutuklandı.
Lazkiye Kadın Birliği, Hatay-Altınözü çadır kampında kalan 400 göçmen kadının tecavüze uğradığı, kampta kalan çok sayıda kadının kaybolduğu ve kamptan çıkartılan kadınların Antakya’da pazarlandığı yönünde haberler aldıklarını ve kampın Suriye’de “tecavüz kampı” olarak anıldığını açıkladı.
* Sekreterler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tülin Kavuker, Türkiye’de kadınların en çok tacize ve mobbinge uğradığı meslek grubunun sekreterlik olduğunu söyledi. “Toplumda var olan ön yargı, pek çok meslektaşımın hiç hak etmediği halde kötü muamele görmesine, sözlü ve cinsel tacize uğramasına sebep oluyor. Yaşadıklarını söyleyemeyen pek çok sekreter arkadaşımız var” diyen Kavuker, büro yönetimi ve sekreterlik bölümlerinde okuyan öğrencilerin okulu bırakma noktasına geldiklerini açıkladı.

İNTİHAR
* Zonguldak’ta 22 yaşındaki genç kadın 25 yaşındaki kocası Yaşar D.’nin uzun süredir uyguladığı şiddet nedeniyle mutfak tüpünü açarak intihara kalkıştı.

ZORLA EVLENDİRME
* Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müdür Yardımcısı ve İngilizce öğretmeni Gürkan Aslan, 17 yaşındaki öğrencisi E.K.'yi kaçırıp imam nikâhıyla evlendi.
* Almanya Aile Bakanlığı Almanya'daki zorla evlendirmelere ilgili olarak yapılan araştırmaya göre, zorla evlendirilme tehdidi ile karşı karşıya olan veya zorla evlendirilenlerin çoğunun, ailesi Türkiye'den göç edenlerden oluştuğunu açıkladı.

EĞİTİM
* Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan bir raporda, nüfusun az ve yerleşimin dağınık olduğu yerlerde zorunlu eğitimin devamının sağlanması için kurulan ve taciz-tecavüz vakalarıyla da gündeme gelen Yatılı İlköğretim Bölge Okulları’ndaki sorunların çözüm yollarından biri olarak, 'tamamen kız ya da erkek YİBO'ların planlanması' önerildi.

YARGI KARARLARI
* N.Ç. davası utançla bitti!: N.Ç. davasında Yargıtay Başsavcılığı, yerel mahkemenin “Kızın rızası vardı” gerekçesiyle verdiği hafif cezaları onaylayan Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin kararını hukuka uygun bulduğu için itiraz etmedi. ‘Utanç davası’ olarak bilinen olay, 2002 yılında Mardin’de yaşanmaya başlamıştı. O tarihlerde 13 yaşında olan N.Ç, iki kadın tarafından para karşılığı erkeklere pazarlandı. Aralarında devlet memurlarının da bulunduğu 26 kişi N.Ç ile ilişkiye girdi. Olayın duyulması üzerine N.Ç ile ilişkiye girenler ve küçük kızı pazarlayan iki kadın hakkında dava açıldı. Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 sanığa alt sınırdan 5 yıl ceza verdi ve iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 ay-4 yıl 10 aya indirdi. 18 yaşından küçük bir sanığa da 3 yıl 2 ay ceza verildi. Mahkeme, sanıkları cezalandırırken eski TCK’nın “Her kim 15 yaşını bitirmeyen bir küçüğün ırzına geçerse 5 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapse mahkûm olur” şeklindeki 414. maddesinin 1. fıkrasını uygulayarak N.Ç.’nin, kendi rızasıyla fuhuş yaptığı yorumuna imza attı.
* Sevgi Taşkın, geçen yıl Temmuz ayında birlikte yaşadığı müzikhol sahibi Bülent Kocaman tarafından öldürüldü ve cesedi parçalara ayrıldı. Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “adam öldürmek”ten ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan Kocaman, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ancak sanığın duruşmadaki “iyi halini” dikkate alan heyet cezayı 25 yıla indirdi. Kocaman 14,5 yıl sonra serbest kalacak.
* Bursa’da 46 yaşındaki Kadife Şahin şiddet gördüğü için terk ettiği kocası Musa Şahin tarafından sokak ortasında bıçaklandı. Kadife Şahin ağır yaranırken Musa Şahin tutuklandı. Musa Şahin’in bu olaydan kısa bir süre önce eşini dövdüğü ve mahkemede serbest bırakıldığı anlaşıldı. Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi “kasten adam öldürmeye teşebbüs”le yargılanan Şahin’in 20 yıl olan hapis cezasını “iyi hal” nedeniyle 15 yıla indirdi.
* Server Güven 25 Ağustos 2010 günü Trabzon’da bir akaryakıt istasyonunda sevgilisi Metin Ömeroğlu’yla arabada çıkan tartışma sonrası kaçarak uzaklaşırken Ömeroğlu tarafından ateş edilerek sırtından vuruldu. Yaralanan Server Güven’in yanına giderek iki el daha ateş eden Metin Ömeroğlu Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “kasten adam öldürmek” suçundan önce ömür boyu hapis cezasına sonra “suçunu kabul ettiği” için 25 yıla hapis cezasına çarptırıldı.
* Bitlis’in Hizan ilçesinde yaşayan 9 yaşındaki S.O. karın ağrısı şikâyetiyle Hizan Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yapılan tetkiklerin ardından 9 yaşındaki çocuğun hamile olduğunu anlayan görevli doktor, olayı aileye ve savcılığa bildirdi. Ancak 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'na göre, çocuğu ailesinden alıp koruma tedbiri uygulaması gereken Hizan Cumhuriyet Savcılığı, olayla ilgili bir soruşturma ya da kovuşturma başlatmadan 9 yaşındaki S.O.'nun ailesi tarafından köyüne götürülmesine izin verdi. Aile köye geri götürdüğü S.O.'yu bir çobana verdi. Çoban 1 ay sonra S.O.'nun hamile olduğunu fark edince, çocuğu ailesine geri yolladı.
* Hamileliğinin kalan kısmını Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde geçiren S.O., hamile olduğu bilinmesine rağmen, "gebe takip programı"ndan kaçırıldı. Bu durum, olayın aile içi cinsel şiddet olabileceği şüphesini gündeme getirdi. S.O., 21 Mart 2010 tarihinde 3.5 kilo ağırlığında bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Ancak bebek doğumundan kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. Ailenin köy dışında metruk bir alanda gömü işlemini yapması, köylüler tarafından jandarmaya bildirildi. Jandarmanın Hizan Savcılığı'na başvurusu üzerine mezar açıldı. Jandarma, S.O. ve bebeğin Hizan Devlet Hastanesi'ne götürülerek, bebeğin otopsisini istedi. Ancak, aile, çocuğu hastaneye götürmezken, mezardan çıkarılan bebek cesedi karton bir kutuda Hizan Devlet Hastanesi'ne teslim edildi. Hastanede uzman doktor bulunmadığı gerekçesiyle, otopsi için sevk edilmesi kararı alındı. Sevk için gerekli işlemler yapılırken, aile, bebeğin cenazesini kaçırarak yeniden gömdü. Çocuğa cinsel şiddetin cezalandırılması için harekete geçmeyen Hizan Cumhuriyet Savcılığı bu kez harekete geçti. Ancak, çocuğun korunması ve suçluların cezalandırılması yerine, Hizan Devlet Hastanesi'nde görevli 2 doktor ve başhekim hakkında “aileyi mağdur ettikleri” ve “görevi kötüye kullandıkları” gerekçesiyle dava açtı. Hizan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü kayıtlarında S.O. ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmazken, mahkeme süresince S.O.'nin gebe olduğunun fark edildiği tarihte doktorlarca yapılan bildirimin de resmi kayıtlarda olmadığı görüldü.
* Son 20 yılda aile içinde birinci dereceden yakınlarının ve akrabalarının istismarına uğrayan çocuk sayısı ile ilgili tahminler 350 ile 400 bin arasında değişirken bu vakalardan sadece 600'ü yargıya taşındı. Geçtiğimiz yıl 7 bin çocuğun tecavüze uğramasına karşılık bu sayının kaçına dava ya da kovuşturma açıldığı bilinmiyor.
* Samsun’da, 3 çocuk annesi Hanife Yıldız, 2007 Kasım’ında başka bir kadınla ilişkisi olan 30 yıllık eşi Kayhan Yıldız’la tartıştı. Tartışma, kavgaya dönüştü ve Kayhan Yıldız, eşinin başına baltanın arka kısmıyla vurarak yaraladı. 4-5 saat sonra da eşinin yalvarması üzerine “Seni doktora götüreyim” diyerek yola çıktı. Ancak Kayhan Yıldız, onu 10 metrelik uçurumdan dereye yuvarladı. Hanife Yıldız, kendi çabasıyla hastaneye gitti. 6 ay sonra eşi tarafından boşanma davası açılan Hanefi Yıldız Cumhuriyet Savcısı’na giderek kocasından şikâyetçi oldu. Mahkeme sanığın eşini öldürmeye teşebbüs suçunu işlediğine dair kesin ve yeterli delil bulunmadığını belirterek, Kayhan Yıldız’ı 4,5 yıl hapis cezasına çarptırdı.
* Yeni TCK ile getirilen, ‘kadın şikâyetçi olmasa da şiddet uygulayan eşe ceza verilmeli’ yönündeki düzenleme tartışma yarattı. Erkek hâkim ve savcıların görüşü kadın hakimi isyan ettirdi. “adalet.org” sitesinin forumunda yaşanan tartışmada erkek hakim ve savcıların çoğu “mağdur şikayetçi olmazsa ceza verilmesin” derken kadın hakim “Bu, N.Ç olayında özeleştiri yapmayan zihniyet ile aynı” diyerek tepki gösterdi.
* Gördüğü şiddet nedeniyle İzmir’den Adana’nın Ceyhan ilçesindeki ailesinin yanına kaçan 3 çocuk annesi Cennet Çalar, kendisini geri götürmek isteyen kocası Hüseyin Çalar ve arkadaşları tarafından sopalarla dövüldükten sonra polis karakolunun önüne bırakıldı. Hastanedeki ilk ifadesinde ölümle tehdit edilerek dövüldüğünü belirten Cennet Çalar, ailesinin “İzmir’e geri dönmesi” yönündeki telkinlerinden sonra, Hüseyin Çalar hakkında şikayetçi olmayınca “darp” suçuyla Adliye’ye sevk edilen Hüseyin Çalar Cumhuriyet Savcılığı tarafından serbest bırakıldı.
* İzmir’in Bornova ilçesinde 5 yıllık evliliği süresince kendisine şiddet uygulayıp tehdit eden kocasından boşanıp, hukuk mücadelesi başlatan Zeynep Karadavut’a falçatayla saldırıp yaralayan eski koca H.G.’nin olay öncesi açılan tehdit davası sonuçlandı. Mahkeme tarafından verilen 25 günlük hapis cezası, 500 TL paraya çevrildi. Kocasının falçatalı saldırısında ölümden dönen Zeynep Karadavut, 500 TL’lik cezaya tepki gösterdi.
* 41 yaşındaki S.P., boşanma sürecinde olduğu kocasının ölüm tehditlerinden kurtulabilmek için uzaklaştırma kararı aldırdı, darp edildiği için 38 kez savcılığa suç duyurusunda bulundu, kocası hakkında 7 soruşturma açılmasını sağladı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’le bile görüştü. Ancak, hiçbir sonuç alamadı. Ticaretle uğraşan S.P.’nin, kendisine şiddet uygulayan kocasına karşı açtığı boşanma davası, dört yıldır sürüyor.
* Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyat olan annesine refakat eden 15 yaşındaki kızı kan alma bahanesiyle kandırarak ameliyathaneye götüren ve cinsel tacizde bulunan hastanenin temizlik görevlisi 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonucunda, A.R'yi, ''çocuk yaştaki mağdureye karşı cinsel istismarda bulunduğu ve ruh sağlığının da bozulmasına neden olduğu'' gerekçesiyle, takdiri indirim uygulamasının ardından 12 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etti.

MEDYA
* Zaman gazetesinin 14 Kasım günü yayınladığı haberde görüşlerine yer verdiği uzman psikolog Farika Teymur Artır, kadına yönelik şiddeti aile içi şiddet olarak gördüğünü; kadının kırgın ve soğuk davranmasının ailede gerilimi ve şiddeti arttıracağını belirterek sorunu kadınların sırtına yükledi. Artır, erkeklerin şiddete başvurmasını hormonal nedenlere ve çevre şartlarına bağladı.
* Evy Baby isimli bebek bezi markasının yeni reklam kampanyasında bebekler altlarında bezleri, süslü püslü kadın kıyafetleriyle Bebek semtinde yürürken gösterildi. Bu sırada fonda da Demet Akalın’ın “Bebek” şarkısı kullanıldı. Reklamda kadın bedeni objeleştirilerek çocuk istismarı yapıldı.
* Kanal-7'de yayınlanan Hayatın İçinden adlı programda İkbal Gürpınar okuduğu bir haberi yorumlarken "eşcinsellik bir hastalık" dedi.
* Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi yazarların kadına yönelik şiddeti ve çözüm önerilerini tartıştığı toplantının sonuç bildirgesinde “Medyada kadına yönelik şiddet haberlerinin verilişi kışkırtıcı, teşhirci yapıdan arındırmalıdır. Kadının cinsellikle, cinselliğin de şiddetle bu denli ilişkilendirilmesi şiddeti kanıksatıyor” denildi.

EKONOMİK ŞİDDET
* Tekirdağ Çerkezköy'de bulunan ve Nokia, Black Berry gibi firmalara deri kılıf üretimi yapan Trexta deri fabrikasında Deri-İş sendikasında örgütlenmek isteyen 20 işçi işten atıldı. Kötü çalışma koşullarıyla bilinen fabrikada özellikle kadın işçilere yönelik yapılan baskılar dikkat çekerken, fabrika yetkilileri bir günde kullanılmaz hale gelen maskelerle bir hafta çalışmak zorunda bırakılan kadın işçileri “siz kendinizi çok mu güzel sanıyorsunuz da maske takıyorsunuz. Gidin evinizde çocuk bakın siz ancak çocuk yapmayı bilirsiniz” diyerek aşağılıyor. İki buçuk yıldır tek bir uyarı almadığı halde performans düşüklüğü bahane edilerek işten çıkartılan işçilerden Gülcan Bilim, “Anneniz ölse çocuğunuz hasta olsa yine izin vermeyiz diyorlar. Kalmamız için hep tehdit ediyorlar” dedi.
* Ereğli- Karaman Karayolu Melicek Köyü yakınlarında meydana gelen trafik kazasında Karaman'daki bir bisküvi fabrikasında çalışan kadın işçileri taşıyan otobüs, kontrolden çıkıp şarampole yuvarlandı. Kazada 33 kadın işçi yaralandı.
* Kasım ayında Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yapılan belirlemeye göre, Temmuz'da istihdam edilen toplam nüfus 24 milyon 953 bin olurken, bunun 10 milyon 829 binini herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayanlar oluşturdu. Temmuz döneminde kadınlar arasında kayıt dışılık oranı yüzde 60’ken, erkeklerde bu oran yüzde 36.5. Temmuz itibariyle 7 milyon 330 bin kadın çalışanın 4 milyon 398 binini kayıt dışı çalışanlar, erkeklerde ise 17 milyon 623 bin çalışandan 6 milyon 431 binini kayıt dışı çalışanlar oluşturdu. Kayıt dışı "çalışanlar" içinde en büyük grubu çoğunluğu kadın olan ücretsiz aile işçileri oluşturdu. Büyük bölümü tarım kesiminde bulunan bu kişilerin toplam sayısı 3 milyon 753 bin kişi. Bunların yüzde 92,9'unu oluşturan 3 milyon 485 bin kişi sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değil. Son 1 yılda ücretsiz aile işçisi olarak çalışan sayısı 216 bin kişi artarken, kayıt dışı istihdam eden ücretsiz aile işçi sayısı ise 222 bin kişi artış gösterdi. Normal bir istihdam olanağı elde edemediği için mevcut konumda yer alan bu kişilerin, ücretsiz aile işçisi şeklinde tanımlanması, Türkiye'deki işsizliğin boyutlarını da olduğundan küçük gösteriyor.

KADIN SAĞLIĞI
* Neo-liberal Sağlıkta Dönüşüm Programı uyarınca yeni bir KHK ile teşkilat yasasını yeniden düzenleyen Sağlık Bakanlığı, aile planlaması ve doğum kontrolünü zorunlu görevleri arasından çıkarttı. Bakanlık yeni düzenleme uyarınca, Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğünü ortadan kaldırarak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kadınlara yönelik olarak sarf ettiği “3 çocuk doğurun” sözlerini resmi politikası haline getirdi. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, yeni adıyla "üreme sağlığı" olan aile planlamasının Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından yürütüleceğini savunurken bu kurumun görev tanımı içinde de aile planlaması yer almadı.

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI
* Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kadına yönelik şiddetin çözümü projesinin formülünü “cami, kışla ve okul” olarak açıkladı. Bu amaçla Diyanet, Genelkurmay ve Milli Eğitim Bakanlığı ile mutabakata varıldığını açıklayan Şahin, Genelkurmay Başkanlığı ile ortak çalışma mekanizması kuracak olan Diyanet İşleri Başkanlığının, 'aydınlanma projesi' yürüteceğini, özel bir komisyon kuran Milli Eğitim Bakanlığının da okullardaki müfredat ve kitapları gözden geçireceğini bildirdi. Kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığına ilişkin istatistikleri sağlıklı bulmadığını belirten Şahin, 'Aile sosyal destek uzmanlığı' pilot uygulamasının da 2012'de başlayacağını bildirdi: "Her ailenin, hekimi gibi sosyal destek uzmanı da olacak. İçinde bir tehlike varsa o ailenin sorununu çözecek sistemi hayata geçireceğiz" dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında aile içi değerlerin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi amacıyla bir protokol imzalandı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, hazırlanan 5 aşamalı planda diyanet personelinin ve dinin kadına yönelik şiddeti azaltmakta öncülük edeceğini açıkladı.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı ile töre cinayetleri, erken yaşta evlilik ve kadına karşı ayrımcılık konularında ortak eğitim çalışması hazırlıklarını başlattı. Çalışma, Türkiye-AB Mali İşbirliği programları çerçevesinde “kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesi” projesi aracılığıyla AB’nin verdiği 3 milyon 100 bin Avro ile finanse edilecek.
* Manisa’da nikah tanıklığı yapan Başbakan Yardımcısı Arınç, nikahsız beraberliklerin bir takım medya tarafından teşvik edildiğini belirterek, 'Maalesef son günlerde sadece ülkemizde değil, bütün dünyada aile olmaktan bir kaçış var' dedi. ''İnancımız, örf ve adetlerimiz, geleneklerimiz bizi evli olma zorunda bırakıyor. Evlilik önemli bir kurum, aile toplumun temeli, küçük bir aile toplumun çekirdeği gibi. Bu aile ne kadar güçlü ise toplum da o kadar güçlü oluyor. Maalesef son günlerde sadece ülkemizde değil, bütün dünyada aile olmaktan bir kaçış var. Nikahsız birliktelikler teşvik ediliyor. Bir takım basın yayın organlarında, birtakım programlarda gençlerin nikâhtan uzak kalması tavsiye ediliyor. Genç nesillerin kafalarını, zihinlerini bulandırıyorlar. Hâlbuki doğrusu budur, günü geldiğinde, zamanı geldiğinde evlenecekler, yuva kuracaklar, ailenin mutluluğunu ve sorumluluğunu taşıyacaklar. Güzel evlatlar yetiştirecekler, her şey kendi dairesinde cereyan edecek” dedi.

0 yorum ---- Halkevleri Kasım ayı kadına yönelik şiddet raporu

Etkinliklere katılmak için aşağıdaki boş kutuya varsa görüşünüzle birlikte Ad-Soyad ve Mesleğinizi belirtmeniz yeterlidir.

  Şemsiye! Şemsiye!

8 Mart Yaklaşıyor!

2011 Kadınlara Sosyal Güvence Copyleft