Eşitlik hayalinin mücadeleye dönüştüğü gün: 8 Mart

Patronların, erkeklerin egemenliğine bayrak açtığımız 8 Mart tarihini kadınların özgürleşme mücadelesinin günü olarak ilan etmemizin üzerinden 102 yıl geçti.
 Her geçirdiğimiz 8 Mart gününde tarihimize bakıp güç aldık, biz bırakırsak tüm insanlığın eşitlik mücadelesine halel geleceğini bildiğimizden hiç bıkmadan taşıdığımız eşitlik ve özgürlük bayrağını biraz daha yukarıya kaldırdık.

8 Mart sadece tarihin tozlu sayfalarını açıp her yıl hatırlamak için baktığımız olaylar toplamı değil, dünyanın diğer köşelerinde direnen kadın işçilerin gerçek mücadelelerinin, kimi zaman geri çekildikleri, yıldıkları, aralarında anlaşamadıkları ama her zaman yeniden toparlanarak ayağa kalktıkları mücadelelerinin, bu uğurda harcadıkları emeğin, kanla bastırılmış grevlerin, ölümlerin, tutuklanmaların ve kazanılmış zaferlerin tarihi de aynı zamanda.

Tarihin her anında ve dünyanın her yerinde kadınlar erkeklerle eşit olmak için ve sermaye sınıfının ve onların temsilcisi hükümetlerin, devletlerin sömürüsüne karşı durmak için yani hem eşitlik hem özgürlük için ayağa kalktılar.

Grevlerin peşi sıra birbirini izlediği ve Avrupa’da işçi sınıfının ayak seslerinin tüm dünyayı salladığı 1800’lü yıllarda, kadın işçiler de oy hakkı ve insanca bir yaşam için hareketin en dinamik unsuru olarak harekete geçmeye başlamışlardı. İşçi sınıfının taze kanı, ucuz ve güvencesiz işçileri kadınlar yorgunluktan ölene kadar insanlık dışı ortamlarda harcadıkları emeklerini grevlere taşıdılar.

1857’de New York’taki dokuma işçisi kadınlar daha iyi çalışma koşulları, 10 saatlik iş günü, eşdeğer işe eşit ücret için greve gittiler. Ancak patron, grevci kadınlarla, diğer işçilerin dayanışmasını engellemek için fabrika kapısına kilit vurdu. Fabrikada çıkan yangında, 129 grevci kadın, yanarak can verdi.

İşte bu an yani Triangle fabrikasında çıkan yangın daha sonra kadınların hiç unutmadıkları ve uluslar arası mücadele günü olarak ilan edecekleri kadın gününe ilham veren gün olacaktı.

Ölen kızkardeşlerinin acısını unutmadan ama öfkelerini de gizlemeden yollarına devam eden kadın işçiler, Manhattan’daki 20 bin gömlek işçisi kadının grevi diğer fabrikalara da yayıldı. Polisin saldırısı sonucu yüzlerce kadın yaralandı ve tutuklandı.

Hep grev ve ölümler olmuyordu elbette. Sosyalist kadınlar, işçi kadınlar toplantılar düzenliyor, uluslar arası sosyalist hareketin toplantılarında taleplerini kabul ettirmeye çalışıyorlardı.

1910’da Kopenhag’da toplanan ve tüm kadınlar için evrensel oy hakkı, anneler ve çocukları için sosyal güvenlik taleplerinin işçi sınıfı hareketinin resmi talepleri haline getirilmesinin talep edildiği Uluslar arası Sosyalist Kadınlar Kongresi’nde, 8 Mart Uluslar arası Kadın Günü olarak kabul edildi. İlk kitlesel anma bir yıl sonra Almanya’da düzenlendi.

0 yorum ---- Eşitlik hayalinin mücadeleye dönüştüğü gün: 8 Mart

Etkinliklere katılmak için aşağıdaki boş kutuya varsa görüşünüzle birlikte Ad-Soyad ve Mesleğinizi belirtmeniz yeterlidir.

  Şemsiye! Şemsiye!

8 Mart Yaklaşıyor!

2011 Kadınlara Sosyal Güvence Copyleft