Ankara’da Eğitim Hakkı ve Kadın Atölyesi toplandı

Eğitim hakkına ve geleceğine sahip çıkan kadınlar, Büyük Eğitim Hakkı Buluşması öncesinde Ankara’da bir araya geldi. 4+4+4 sistemiyle okulların bir dönemi sona ererken, Halkevleri 4+4+4’e karşı mücadeleye tüm hızıyla devam ediyor. 136 bin öğrencinin örgün eğitimi bırakmasıyla birlikte 4+4+4 sisteminin çıkmazları her geçen gün daha da derinleşirken, bir dönemdir eğitim hakkı raporlarıyla durumu takip eden Halkevciler, 26-27 Ocak’ta İstanbul’da yapılacak olan Büyük Eğitim Hakkı Buluşması’na çağrı yapıyor. Büyük Buluşma öncesinde kadınlar, Eğitim Hakkı ve Kadın Atölyesi’nde bir araya geldi. Halkevleri Genel Merkezi’nde 12.00’da buluşan kadınlar, slayt gösterimiyle Foruma başladı. Gösterimin ardından sözü ilk olarak Fevziye Sayılan aldı. 4+4+4’ün özellikle kadınları etkilediğini belirten Fevziye Sayılan, kadınların yalnızca aile içinde anne olarak toplumda var edildiğini, birey olarak görülmediğini, neoliberal politikaların yürütücüsü AKP iktidarının 4+4+4 sistemiyle kademeli hale getirdiği eğitimin, kadınlar için her geçen gün ulaşılması zor bir hak haline geldiğini ve kadınların örgün eğitimden uzaklaştırıldığını belirtti. AKP’nin İslamcı muhafazakar politikalarının kadınların eve kapatılmasıyla sonuçlandığını ifade eden Fevziye Sayılan, Halkevleri’nin AKP’nin gerici, cinsiyetçi, piyasacı politikalarına ve 4+4+4’e karşı verdiği mücadeleyi sahiplendiğini belirtti. Fevziye Sayılan’ın ardından söz alan Yasemin Özgün ise kadın istihdamı üzerine sunum yaptı. Yasemin Özgün, kadınların neolibarel AKP iktidarı ve sermaye tarafından ucuz emek gücü olarak görüldüğünü aynı zamanda da 4+4+4’ün kadınları eğitimin esnek ve açık öğretim kısmına yönlendirmesiyle kadınların esnek iş gücünün tarafı haline getirildiğini belirtti. Kadın emeğinin değersizleştirildiğini belirten Yasemin Özgün, sermayenin daha fazla sömürebilmesinin daha kalifiye eleman elde edebilmesine ve bunun da minimum eğitime bağlı olduğunu ifade etti. Yasemin Özgün’ün sunumunun ardından ara verildi. Kadınlar 4+4+4’ün yarattığı yıkımı ve toplumsal cinsiyet rollerini drama ile sergilediler Aranın ardından tekrar buluşan kadınlar, 5 grup oluşturdular. Ayrı odalarda çalışan gruplar, hem toplumsal cinsiyet rollerini hem de 4+4+4’ün kadınlar için yarattığı sorunları hazırladıkları oyunlarla anlattılar. Doğaçlama drama yapan kadınların hazırladıkları oyunlar, kimi zaman salonu kahkahaya boğarken, kimi zaman da kadınların yaşadıklarını çarpıcı biçimde göstermiş oldu. Oluşturulan ekiplerden 1.si; sınıf içerisinde erkek öğrencilerle, kız öğrenciler arasına mesafe koyulmasını, etek boyuna getirilen yasağı, kılık kıyafet serbestliği adı altında türbana getirilen serbestliği, 4+4+4’ün kesintili eğitim sistemini getirmesiyle birlikte kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum edilmesini ve toplumsal cinsiyet rollerinin getirdiği kadın-erkek mesleklerini eleştiren bir oyun hazırladı. Yoğun alkış alan oyun, yer yer salonu kahkahaya boğdu. Ekiplerden 2.si; çocuk yaşlarında babası ve amcası yüzünden okula gönderilmeyen, bu yüzden de okuma yazma öğrenemeyen ancak Dostlar Mahallesi Barınma Hakkı Bürosu’nda okuma yazma kursuna katılan Nuriye’nin hikayesini anlatan bir oyun hazırladı. “Kız çocuğunun okulda ne işi var?” diyerek okula gönderilmeyen Nuriye’nin yıllar sonra okuma yazmayı öğrenmesinin ve buna maruz kalan birçok kadın olduğunun anlatıldığı oyun dikkat çekiciydi. Ekiplerden 3.sü; AKP gericiliğini ve gerici kadrolaşmayı daha çok anlatan bir oyundu. Okul müdürlerinin öğrencilerin kayıtlarını yaparken bekaret belgesi istemesini, türbanlı olmasına dikkat etmesini ve evliyse imam nikahı aramasını iğneli bir dille anlatan oyun da yoğun ilgi gördü. Ekiplerden 4.sü; farklı tarzı ya da farklı cinsel yönelimi olanlara yapılan sindirme politikalarını eleştiren bir oyun hazırladı. Okullardaki katı kurallara da değinen ekip, salonun dikkatini çekti. Ekiplerden 5.si ise; 4+4+4’e ve AKP’ye mücadelenin adresinin Halkevi olduğunu anlatan bir oyun hazırladı. Okullarının imam hatibe çevrilmesine karşı çıkan kadınların Halkevi’nde mücadeleye başlamalarını ve okullarını geri kazanmalarıyla ilerleyen oyunun sonunda salon hep bir ağızdan “4+4’ü istemiyoruz” dedi. Oyunların ardından sözü Remzi Altunpolat aldı. LGBT bireylerin toplumda görmezden gelindiğini belirten Remzi Altunpolat, öğrenci ya da öğretmen olsun tüm LGBT bireylerin eğitim sisteminde sorunlar yaşadığını, 4+4+4 sistemiyle de bu sorunların çok farklı yerlere evrildiğini, LGBT bireylerin sorunlarının kadın sorunu olarak tartışılmasının yanlış olduğunu, eğitim hakkının LGBT bireyler için de var olduğunu ve bu alanda da mücadele edilmesinin gerek olduğunu ifade etti. Remzi Altunpolat’ın ardından sözü Nurşen Yıldırım aldı. Okul müfredatını ve okul kitaplarını değerlendiren Nurşen Yıldırım, toplumsal cinsiyet rollerinin okutulan kitaplarla öğrencilere aktarıldığını, birçok kitapta kadın yazarların eserlerinin olmadığını, kadının adının yalnızca aile içerisinde geçtiğini belirtti. Yapılan araştırmalarda kadınların yalnızca % 3 oranında kitaplarda var olduklarını ifade eden Nurşen Yıldırım, öğrencilerin rol model olarak aldıkları öğretmenlerin önemli bir etken olduğunun altını çizdi.
Nurşen Yıldırım’ın ardından Dostlar Mahallesi Barınma Hakkı Bürosu’ndan Nuriye söz aldı. Nuriye, “Dostlar Mahallesi olarak biz kentsel dönüşüm yasalarına ve yıkımlara karşı örgütlendik. Okullara zamanında belli sebeplerden kaynaklı gönderilmedik. Bu sorunu çözmek için de toplandık, okuma yazma öğrenmeye, drama çalışmaya başladık. Hem çocukluğumuzu yaşıyoruz, hem de bugünümüzü yaşıyoruz. Yaşadığımız köy yerlerinde kız çocukları okullara gönderilmiyordu, şimdi çocuklarımızın sayesinde ve Halkevlerinin sayesinde kurslara başladık” dedi. Sözlerine, “Okuma yazmayı tamamen öğrendiğimde, kırmızı bir araba alıp yol benim hayallerimdeki gibi özgürlüğümü yaşamak istiyorum” diyerek son veren Nuriye herkese mücadelede kolaylık diledi. Ardından sözü Aylin Aydoğan aldı. Medyanın önemini vurgulayarak konuşmasına başlayan Aylin Aydoğan, toplumsal rollerin halkın kafasında kodlanmasının en büyük ayağından birisinin de medya olduğunu belirtti. Medya okur yazarlığı yapılması gerektiğini belirten Aylin Aydoğan, bu medya okur yazarlığının da eleştirel ve sorgulayıcı olması gerektiğini ifade etti. Aylin Aydoğan sözü tekrar Fevziye Sayılan’a bıraktı. 4+4+4 ile ağır bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu belirten Fevziye Sayılan, bu alanda daha keskin bir mücadelenin şart olduğunu belirterek sözü Fatma Genç’ bıraktı. “Haydi kızlar okula”, “Baba beni okula gönder” gibi kampanyaların açmazlarını değerlendiren Fatma Genç, şirketlerin kadın erkek arasındaki eşitsizliği fırsat bilerek bu kampanyaları yaptığını belirtti. Eğitimle birlikte kadınların sermaye içi istihdam edilmesinde bu şirketlerin ön planda olduğunu ifade eden Fatma Genç, kadınları yine aynı şirketlerin ucuz emek gücü olarak kullandığını belirtti. Fatma Genç sözü Halkevleri Kadın Sekreteri Dilşat Aktaş’a bıraktı. Kadın Forumu Sonuç metnini özetleyen Dilşat Aktaş, eğitim sisteminin her geçen gün kötüye gittiğini belirterek, tüm kadınları 26-27 Ocak’ta yapılacak olan Büyük Eğitim Hakkı Buluşması’na davet ederek forumu sonlandırdı.

0 yorum ---- Ankara’da Eğitim Hakkı ve Kadın Atölyesi toplandı

Etkinliklere katılmak için aşağıdaki boş kutuya varsa görüşünüzle birlikte Ad-Soyad ve Mesleğinizi belirtmeniz yeterlidir.

  Şemsiye! Şemsiye!

8 Mart Yaklaşıyor!

2011 Kadınlara Sosyal Güvence Copyleft