Anonim türkü: Bir insan nasıl terörist olur? – Ezgi Başaran

Anlatacağım hikâyenin çok benzerlerini, aynı öfke ve bıkkınlıkla KCK tutukluları Prof. Büşra Ersanlı, Ragıp ve Deniz Zarakolu için okuyacaksınız.

Otur!” “Aç gözünü aç, iyice aç, öylece o deliğe bak”... “Teyze yapamıyorsun, gelip ben mi parmaklayayım gözünü! İyice aç diyorum sana!”
Sözleri duyuyorum da, geldiği yana bakmıyorum. Oğlunu ziyaret etmek için gelen yaşlı kadının ne yapacağını şaşırmış, titrek halini görmemek için. Cezaevine gelen tutuklu yakınlarına potansiyel suçlu muamelesi yapan o berbat görevliyi görmemek için. Bakmıyorum.
Sincan Cezaevi L Tipi’nin bekleme odasındayım, bir babayı bir camekân ardından oğlunu görebileceği alana doğru uğurladım. “Çağdaş’a benden çok selam” diyerek.
Yarım saat henüz dolmadan döndü bir yıkıntı halinde Fatih Ersoy. Hopa’da Metin Lokumcu’nun ölümünü Ankara’da protesto ettiği için tutuklanan Ömür Çağdaş Ersoy’un babasıdır. Öğrenci Kolektifleri’nden ODTÜ’lü Çağdaş, tutuklandıktan aylar sonra çıkan iddianameye göre THKP-C terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor.
***
Sincan’dan yola çıktık, Ankara’nın içine doğru. Fatih Ersoy, “Kusura bakmayın. Fazla sohbet edecek takatim yok. Ben böyle oluyorum her salı günü. Çağdaş’ı öyle görünce şey oluyorum.” Tarifsiz haller. Sessiz sessiz gittik, Mülkiyeliler Derneği’nin bahçesine vardık.
Çağdaş’ın ODTÜ’den arkadaşı Özgür, Mülkiye’den arkadaşları Nurçin ve Can, hocaları Prof. Ali Gökmen ve Prof. Işıkhan Güler bizi bekliyordu. Müştekilerin tamamı polis, tutukluların neredeyse tamamı (28 kişiden 23’ü) öğrenci olan bir davayı sohbet konusu yapmaya çalışıyoruz. Bu çocukların nasıl olup da, yani hangi yeryüzünün mantığıyla terörist ilan edildiğini çözmeye uğraşıyoruz.
***
İddianameye göre:
Bu çocukların suç aletlerini sayıyorum: Flama, plastik çubuk (flamanın takıldığı çubuktan söz ediyor), taş.
Çocukların evlerinde yapılan aramalar sonucunda bulunan deliller: Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan fotoğrafları, posterleri, Mahir Çayan’ın toplu yazıları, Irak Savaşı’nı protesto sırasında kullanılan dövizler, “Dilenci değil yoksuluz, köle değil halkız” yazan bir pankart, “Bayrampaşa’da 6 Kadını Diri Diri Yakanlar Cezalandırılsın” yazılı bir pankart, Feminist Politika adlı dergi, Yürüyüş dergisi, Marx’ın Yaşamöyküsü adlı kitap, Komünist Manifesto, Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu adlı kitap.
Örgüt olmanın kanıtı: Sistematik olarak eylem yapıyorlar. Örnek olarak; AKP önünde eylem, NATO’ya karşı eylem, büyük şirketlerin önünde eylem, 1 Mayıs yürüyüşü.
Eğer şaka yapıyorsam, eğer abartıyorsam iddianame halka açıktır, bir zahmet inceleyin.
***
Çağdaş ifadesinde, “Hopa olaylarını okulda televizyondan duyduğunu, protesto eylemini KESK ve Eğitim-Sen’in organize ettiğini, herhangi bir terör örgütünün güdümünde ya da aracılığıyla bu eyleme katılmadığını, basın açıklaması yaptığını ama yüzünü kapatmadığını, taş atmadığını, polis aracına saldırmadığını” söylüyor. Ama bir saldırı var, ne saldırısı olduğunu anlatacağım. Daha doğrusu koltuk değnekleriyle zorlukla masamıza gelen Çağdaş’ın Halkevleri’nden arkadaşı Dilşat Aktaş anlatacak:
***
“Malum gün Kızılay’da yürüdük. Çıkıp sesimizi duyuracağımız bir platform yoktu. Ben işte o yüzden panzerin üzerine çıkmıştım. Hani Başbakan’ın ‘kız mı kadın mı’ diye bahsettiği kişi. Benim o. Dağıldıktan sonra ben GMK’nın olduğu sokağa doğru saptım. Arkamdan birkaç polisin geldiğini ve aralarından birinin ‘Lan lan o galiba, işte o’ dediğini duydum. Hızlandım. Polisler koşmaya başladı. Bir ağacın dibinde kıstırdılar beni. 15 polis filan. Çembere aldılar. Birinin elinde kamera vardı. Diğerinin sadece sesi geliyordu. ‘Kasıklarına vurun, kasıklarına’ diyordu. Sonra Çağdaş geldi, ‘Yeter, kızı öldüreceksiniz’ diye. Ben Çağdaş’a ‘Sen git ezecekler’ dedim. Artık çok geçti, ikimizi üst üste koyup, oradan oraya savurdular. Çuval gibi. Sonra ne oldu hatırlamıyorum. Beni ayağa kaldırmaya çalıştıklarında yere basamıyordum. Sol ayağım boşluktaydı. O yüzden iki koluma girip yolda sürüklediler. Beni gören iki vatandaş acıyıp ellerinden aldı. Taksiyle hastaneye götürdüler. Kalçam kırılmış meğer. Ameliyat oldum. Tam olarak iyileşmem 3 yılı alacak. Zaten 2 ay hastanede yattım. Beni kurtarmaya çalışan Çağdaş ve 27 arkadaşımız da aylardır hapishanede yatıyor. Terör bu.”
***
Bir Çevik Kuvvet otobüsünden söz ediyorlar sonra... Eyleme katılan öğrencilerin ve onların avukatlarının (toplamda 54 kişi) doldurulduğu, 5 saat mahsur bırakıldığı bir otobüs. O otobüs ki, içindekilere “Siz mundarsınız” diye hakaretler edildiği, cinsel uzuvlarının taciz edildiği son model bir işkencehanedir. Oradan çıkanlar 6 aydır psikiyatrik tedavi görmektedir. Hâlâ! Bu anlatılanları kulaklarımla duydum, ağzımdan burnumdan kusmak istedim. İstedim ama bazı sözler, bazı sesler, bazı haksızlıklar sistemden öyle öğürmekle atılamıyor.
***
İddianame şöyle son buluyor: “İddianamenin bir örneği yükseköğrenim öğrencisi ve kamu görevlisi olan şüphelilerin öğrenim gördükleri fakülte dekanlıkları ve çalıştıkları kurum amirliklerine gönderilmiştir.” Yani “Çocukların bundan sonraki eğitim hayatlarına da ipotek koymayı ihmal etmedik” demek istiyor. Fakat burada öyle bir nokta var ki... İlginçten ötedir: İhbar niteliğindeki bu iddianame üniversitelere, mahkemede kabul edilmeden önce gönderilmiş. Bakın, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilme tarihi 10 Ekim. Hacettepe Üniversitesi’ne gönderilme tarihi 5 Ekim. Bu nedir? Mahkeme denilen şeyin artık polis ve savcılar arasında bir al gülüm/ver gülüm’e dönüşmesidir.
***
Ben bu hikâyeleri yüzüm kızararak dinledim, bu yazıyı da öfke ve bıkkınlıktan gözleri yorulmuş bir insan olarak yazıyorum.
Belki çok benzerlerini, aynı öfke ve bıkkınlıkla KCK tutukluları Prof. Büşra Ersanlı, Ragıp ve Deniz Zarakolu için okuyacaksınız.
Çünkü bu hikâyeler bugünün Türkiye’sinde anonimdir. İtiraz hakkını kullanan, siyasi sözü olan herkesin dilinde dolanır.

Radikal

0 yorum ---- Anonim türkü: Bir insan nasıl terörist olur? – Ezgi Başaran

Etkinliklere katılmak için aşağıdaki boş kutuya varsa görüşünüzle birlikte Ad-Soyad ve Mesleğinizi belirtmeniz yeterlidir.

  Şemsiye! Şemsiye!

8 Mart Yaklaşıyor!

2011 Kadınlara Sosyal Güvence Copyleft